(ANKARA) – CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Sudan’dan ithal edilecek et ürünleri arasında bardo (erkek at ile dişi eşeğin çiftleşmesi sonucu doğan melez hayvan) sakatatının da bulunduğunu belirterek, “Bardo sakatatı geliyor, yani katırın kuzeninin sakatatı ülkeye ithal edilecekmiş, gümrüğü sıfır. ‘Bunu nerede kullanacaksınız, niye kullanacaksınız?’ Yani bu kadar anlamsız, bu kadar manasız, Türkiye’nin tarımını bu kadar hiçe sayan bir anlayış bu ülkede görülmedi” dedi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM Genel Kurulu’nda gündem dışı yaptığı konuşmada TBMM Dışişleri Komisyonu’nda kabul edilen anlaşma ile Sudan’dan bardo sakatatının da ithal edilecek ürünler arasında yer almasını eleştirdi.
Türkiye’de tarımın sorunlarının her geçen gün arttığına işaret eden Gürer, “Hayvancılıkta da ortaya çıkan tablo vahim, son beş yılda büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarda yedi milyona yakın hayvanımız eksilmiş bulunuyor. Kurban Bayramı’nda kesilecek hayvan varlığıyla yaklaşık 10 milyon hayvan beş yılda ne yazık ki kesime gitmiş olacak çünkü artan yem fiyatlarından dolayı özellikle küçük aile tipi işletmelerde ahırlar boşaldı, dişi inekler, süt inekleri kesime gitti. İktidar bu durumu düzenleyemeyince ne yaptı? İthalata sarıldı ve yurt dışından 2023 yılında 818 bin baş hayvan ithal etti, 1 milyar 163 milyon dolar yurt dışına paramız gitti. Yetmedi, aynı dönemde 34 bin 417 ton da et ithalatı gerçekleştirdi. Yine, 2024 yılının ilk üç ayında 109 bin baş sığır ithal edildi, 18 bin ton et de ithal edilerek 113 milyon 392 bin lira da yurt dışına verildi.”
“Nasıl oluyor da insan sağlığına zararlı et getiriliyor?”
Kırsal kesimde çoban bulmanın zorlaştığını, köyde yaşayanların yaş ortalamasının 55 olduğunu ifade eden Gürer, şöyle konuştu:
“Bu sorunların oluşumu, iktidarın yanlış hayvancılık politikalarıyla doğrudan ilgili ama daha vahim bir durum var. Yurt dışından getirilen etlerde 2016 yılında da bakteriler saptanmış ve bunların imhasına karar verilmişti. Yine, 5’inci ayda ithal edilen bir ette ortaya çıkan ‘salmonella’ denilen, insanlarda şiddetli ishal ve ateşe sebebiyet veren, oldukça zararlı bir bakteri tespit edildi. Sorduğumuz zaman diyorlar ki; ‘Oraya, kesim merkezine veteriner görevlendiriyoruz. Orada helal kesim yaptırıyoruz, incelemede bulunuyoruz.’ Türkiye’ye giriyor, Türkiye’ye girdikten sonra laboratuvarda, burada bakteri saptanıyor insan sağlığına zararlı. Bu nasıl kontroldür? Kim yapıyor bu denetimi? Kim getiriyor bu eti? Bu etlerin insanlarca tüketimi örnekleme usulü yapıldığına göre acaba başka mercilerden yurt içinde piyasaya veriliyor mu, verilmiyor mu? Bir de utanmadan ‘Piyasa regülasyonunu etkisizleştirme ve dezenformasyon amaçlı şu haberlere aman itibar etmeyin’ diye Et ve Süt Kurumu açıklama yapıyor. Arkadaş, bakterili ürünü getiren sensin, o geldiği yerde bunu inceleyen sensin ‘Türkiye’ye girdikten sonra laboratuvar denetimi yapıldı’ diyen sensin ve bu et Türkiye’ye nasıl gidiyor, kimler bu işten vurgun vuruyor? Nasıl oluyor da insan sağlığına zararlı et getiriliyor? Bu etlerin Türkiye’ye gelmemesi lazım. Kendi besicimizi, kendi üreticimizi desteklememiz lazım.”
“Bardo sakatatı geliyor yani katırın kuzeninin sakatatı ülkeye ithal edilecekmiş”
Sudan’dan et, süt, yumurta gibi ürünlerin ithal edilmesine imkan tanıyan anlaşmayı da hatırlatan Gürer, “Sudan’la yeni bir anlaşma yapılıyor; oradan et gelecekmiş, hayvan gelecekmiş, tarla ürünleri gelecekmiş, yumurta gelecekmiş… 19 günde oradan buraya konteyner geliyor. İlginçtir, bakın, bunu çoğunuz bilmiyorsunuz, bu da bardo. Bardo sakatatı geliyor yani katırın kuzeninin sakatatı ülkeye ithal edilecekmiş, gümrüğü sıfır. ‘Bunu nerede kullanacaksınız, niye kullanacaksınız?’ ‘Mevzuat böyle.’ Ben bu mevzuatı, bardoyu yedi yıl önce yine göstermiştim, ‘düzelteceğiz’ dediler; şu anda baktım, Sudan’dan bardo da geliyor, gözünüz aydın. Yani bu kadar anlamsız, bu kadar manasız, Türkiye’nin tarımını bu kadar hiçe sayan bir anlayış bu ülkede görülmedi.”