Üniversite Hastanelerinde Hekimlerin Sorunları Raporlandı

Sağlık-Sen, düzenlediği ‘Üniversite Hastanelerinde Görev Yapan Hekimlerin Sorunları Çalıştayı’nın sonuç raporunu yayınladı. Raporda, tıp fakültesi mezunlarının pediatri, kadın doğum, cerrahi gibi branşları tercih etmediği belirtildi. Bu durumun ilerleyen süreçte halk sağlığı problemine dönüşebilme riski taşıdığı vurgulandı.

Hekim Komisyonu tarafından hazırlanan Üniversite Hastanelerinde Görev Yapan Hekimlerin Sorunları Çalıştayı’nın sonuç raporu, Sağlık-Sen’in internet sitesinde yayınlandı. Üniversite hastanelerinde görev yapan hekimlerin ve asistanların yaşadığı sorunlara dikkat çekilen raporda, sistemden kaynaklanan sorunlar dile getirildi. Raporda, hekimlerin ve akademisyenlerin ekonomik, özlük ve sosyal haklarına, çalışma koşullarına, hastanelerin fiziki durumlarına yönelik çözüm önerileri sıralandı. Üniversite hastanelerinin hizmet binalarının eski ve fiziki şartlarının yetersiz olduğuna değinilen raporda, bu nedenle hekimlerin üniversite hastanelerini tercih etmediği belirtildi.

Tıp fakültesi mezunlarının pediatri, kadın doğum, cerrahi gibi branşları tercih etmediğine de dikkat çekilen raporda, “Tercih edilmeyen bölümler ilerleyen süreçte ciddi bir probleme yol açabilir. Halk sağlığı problemine dönüşebilme riski taşımaktadır. Bu nedenle asistanlık süresince ve asistanlık sonrası çalışma şartları, iş yükü, maddi olanaklar, mecburi hizmet süreleri gibi konularda acilen düzenlemeler yapılmalıdır. Tercih edilmeyen branşlarda, mecburi hizmet kaldırılabilir. Diğer yandan ek ödemelerde zorunlu hekim mesleki sigortalarında olduğu gibi risk çarpanı uygulaması getirilebilir. Bu durumda, riskli branşların ek ödemeleri yükselecektir” önerisine yer verildi.

Raporda öne çıkan konu başlıkları şu şekilde sıralandı:

“Üniversite hastaneleri ile Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde çalışan öğretim üyesi, asistan ve uzman hekimlerin gelirleri arasında maaş, sabit ek ödeme, taban ek ödeme, teşvik ek ödeme, nöbet ücreti gibi tüm kalemler toplandığında, ciddi bir fark oluştuğu gözlenmektedir. Farklı hastanelerde çalışan, aynı uzmanlık alanında bulunan, eşdeğer hizmet üreterek aynı performans puanını oluşturmuş hekimler arasında, ciddi ek ödeme farkları oluşmaktadır. Bu farklar azaltılarak, ücretlerde standardizasyon sağlanmalıdır.

“İntörn doktorluğun tanımı, günümüz ihtiyaçları ve şartları da göz önüne alınarak mevzuat ile yeniden yapılmalıdır. İntörn doktorların görev ve yetkileri konusunda belirsizlikler bulunmaktadır. Görev ve sorumlulukları net olarak belirlenerek, standardize edilmelidir.

“Kamu hastanelerine kıyasla, üniversite hastanelerinde sağlık profesyoneli açısından eksiklikler bulunmaktadır. Yatak başına düşen ebe-hemşire sayısı açısından Sağlık Bakanlığının personel dağılım cetveline uygun olarak üniversite hastanelerindeki sağlık personeli eksiklikleri giderilmelidir.

“Küçük – orta illerdeki tıp fakültelerinde ihtiyaç duyulan yan dal uzmanlarının bulunmayışı, hizmet sunumunda aksaklıklar oluşturmaktadır. Sağlık Bakanlığının yan dal uzmanları için oluşturduğu sözleşmeli çalıştırma formülüne benzer uygulamaların, tıp fakülteleri hastaneleri için de uyarlanması, hekimlerin akademide kalmalarını sağlayacaktır.

“Hekimler ve sağlık profesyonellerinin döner sermaye gelirlerinin emekliliğe yansıtılması gerekmektedir. Kişinin çalışırken elde ettiği sosyo-ekonomik düzey, emeklilik döneminde de devam etmelidir. Ek gelirlerin emekliliğe yansımaması, hekimler açısından genel bir sorun olarak devam etmektedir.

“Tıp fakültelerinde yapılan eğitim faaliyetlerinin ve bilimsel çalışmaların akademisyenlerin puantajındaki etkinliği artırılmalıdır. Akademik çalışmalara yoğunlaşan hekimlerin klinik hekimlere göre ek ödemelerde geride kalmasının önüne geçilmeli ve akademik çalışmalar teşvik katsayıları artırılmalıdır.”

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Sağlık

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir